Simmental Federasyonu

Federasyonu

 

Dünya -Fleckvieh Federasyonu (WSFF), Simmental sığır ırkının dünya çapında tanıtımını yapmak, soy kütüğünü oluşturmak, Damızlık Birlikleri arasında iş birliği sağlamak ve ortak ıslah kuruluşlarını oluşturmak maksadıyla faaliyetlerini sürdürmektedir.

 

Türkiye Damızlık Sığır Yetiştiricileri Merkez Birliği sığır ırkı yetiştiriciliği ile ilgili olarak uluslar arası alanda işbirliği olanaklarını geliştirmek amacıyla 22 Eylül 2012 tarihinde Dünya Simmental-Fleckvieh Federasyonu’na üye olmuştur.

Uluslar arası üyeliğin ardından çok kısa bir süre geçmesine rağmen, Dünya -Fleckvieh Federasyonu’nun 2017 yılında gerçekleştirilecek Konferansı’nın Türkiye’de yapılması için iki yıldır Merkez Birliği’nin yürütmüş olduğu adaylık çalışmaları neticesini vermiştir. Bu çerçevede söz konusu Dünya Simmental-Fleckvieh Federasyonu Konferansının 2017’nin Eylül ayında İzmir ilinde gerçekleştirilmesi oy birliği ile kabul edilmiştir.

federasyonu

Dünya -Fleckvieh Federasyonu’nun 2017 yılında gerçekleştirileceği Konferansa İzmir İlimizin ev sahipliği yapacak olması, ülkemizdeki simmental yetiştiriciliğinin yanı sıra Türkiye’nin turistik açıdan uluslar arası alanda tanıtımına önemli bir katkı sağlaması beklenmektedir.

 

Sığırların evcilleştirilmesi neolitik döneme,
M.Ö. 10.000 yıllarına dayanmakta ve modern
sığırların Güney Asya’daki yabani Ur (B. taurus
primigenius) sığırından köken aldıkları
düşünülmektedir. Sığır türünün evcilleştirilmesiyle
çeki gücünün tarımda kullanımı mümkün hale gelmiş,
ayrıca süt, et ve deri ürünlerinin ana kaynağı olarak
insan uygarlığına önemli katkılar da sağlamıştır.
Evcilleştirme sürecinde sığırlar morfolojik, fizyolojik
ve davranış olarak insan kontrolü altındaki yeni
hayatlarına uyum sağlamalarının yanı sıra, süt verimi,
döl verimi ve diğer önemli özellikleri iyileştirmek için
sistemli ya da sistemsiz seleksiyona tabi
tutulmuşlardır.

süt inekleri

 

Bunların sonucunda dünya genelinde
900’den fazla sığır ırkı meydana gelirken,
evcilleştirme sürecinde ekonomik öneme sahip verim
özellikleri ve deri rengi yanında, ürkekliğin azalması,
sosyal motivasyon ve huyda da önemli değişiklikler
gerçekleşmiştir (Qanbari ve ark., 2014).
Avrupa’da XVIII. yy’nin ikinci yarısında
başlayan sanayi devriminin etkisiyle şehirlerde artan
nüfus, insan topluluklarının yaşam biçimini ve
taleplerini farklılaştırmış, ebeveyn-döl bağlantısının
fark edilmesi ve modern yetiştirme tekniklerinin
uygulanmasıyla, hayvanlarda gelecek kuşakları
oluşturacak bireylerin belirlenmesinde insanlar söz
sahibi olmaya başlamıştır (Akman ve ark., 2015). Bu
gelişmeler başta besin maddeleri olmak üzere
insanların temel ihtiyaçlarını karşılayacak belli bazı
özellikleri geliştirilmiş kültür ırklarının elde
edilmesiyle sonuçlanmıştır.
İlk sığır dışalımının gerçekleştirildiği 1925
yılından günümüze kadar Türkiye’ye damızlık boğa,
gebe düve ve sperma olarak önemli sayıda kültür ırkı
materyalin girdiği, bunlardan birisinin de
(SIM) ırkına ait olduğu bilinmektedir. Dünya’da
olduğu gibi Türkiye’de de yaygın olarak yetiştirilen,
süt verimi yüksek ancak hastalıklara karşı dayanıksız,
döl tutma sorunu fazla ve sürü ömür süresi nispeten
daha kısa olan Siyah-Alaca (SA) ırkına alternatif
olarak son yıllarda Simmental ırkı görülürken, kırmızı et
fiyatlarının yüksek olmasına bağlı olarak besideki
performansının görece yüksek oluşu gibi gerekçeler
üreticilerin Simmental ırkına olan ilgisini artırmış, başta
Avusturya ve Almanya olmak üzere damızlık materyal
olarak Türkiye’ye önemli miktarlarda Simmental ırkı sığır
girmeye başlamıştır.
Üreticilerin son zamanlarda Simmental ırkına
gösterdiği bu ilgi Türkiye koşullarında bu ırk üzerine
yapılan çalışmaların daha önce Akbulut (1998)’un
yaptığına benzer olarak tekrar gözden geçirilmesini sağlamış, ayrıca başta ABD olmak üzere Simmental ırkının
melezlenmesiyle geliştirilmiş kimi SIM kökenli
genotiplerin daha yakından izlenmesine yol açmıştır.
Üreticilerin Simmental ırkına olan bu ilgisinden hareketle ve
Dünya Simmental-Fleckvieh Federasyonu (WSFF)
2017 Yılı Konferansının İzmir’de düzenlenecek
olması da bu ırkın Dünya’daki ve Türkiye’deki
yetiştiriciliğinin gözden geçirilmesini bir zorunluluk
haline getirmiştir. Türkiye’deki saf ve melez SIM
sığırlar üzerine yapılan araştırmalardan elde edilen
sonuçlar ayrı bir çalışma olarak derlenmişken, bu
çalışmada Simmental ırkının kökeni, Dünya’da geliştirilmiş
kimi SIM kökenli genotipler ve ayrıca Türkiye’de Simmental
sığırı yetiştiriciliğinin geçmişi üzerinde durulmuştur.