Tehlikeli Bölge: Obruk Nedeniyle Girilmez! Konya’nın Köyleri Çöküyor. Peki neden?

Obruklar; Sayıları her geçen gün çoğalıyor. Açılan dev çukurlar çevreyi tehdit ediyor. Yalnızca Konya’nın Karapınar ilçesinde bugüne kadar irili ufaklı 300’den fazla obruk meydana geldi. Oluşan dev çukurlar hem yerleşim birimleri için hem de ekili alanlar için tehlike oluşturuyor. Obruklardan bazıları yerleşim yerlerine 50-100 metre mesafelerde.

Bilimsel araştırmalara göre yer altı suyu karbonikasit ile birleşerek kireç taşlarını eritiyor. Yer altı sularının karbonikasit ile birleşmesi ile oluşan asitli yer altı suları nedeniyle yer altı mağaraları oluşuyor. Mağaradaki su çekilip toprak çökünce de obruk ortaya çıkıyor. Bazı obrukların çapı 1 kilometreyi ulaşabilirken derinlikleri ise 100 metreleri bulabiliyor.

Obruk oluşumunda bilinçsiz sulamanın da etkisi var. Uzmanlar bölgenin jeolojik yapısı nedeniyle obruk oluşumunun devam edeceğini belirtiyor. Her yıl ortalama 10 kadar yeni obruk oluşuyor. Konya’da Tuz Gölü’nden Karapınar, Çumra ve Akören ilçelerine kadar olan bölgede toprak yapısı nedeniyle sık sık obruklara rastlanıyor.

Obruk oluşumunda 3 önemli etken var.

• Jeolojik yapı
• İklim koşulları
• Yanlış sulama ve yer altı su kaynaklarını kurutan kaçak kuyular

Ortaya çıkan obruklar için kaçak kuyuların etkisinin büyük olduğu belirtiliyor. Konya havzası genelinde 100 bine yakın kaçak kuyu olduğu tahmin ediliyor. Belgeli kuyu sayısı ise ancak 40-45 bin civarında. Tüm bu kuyuların ne kadar su tükettiğini öğrenmek ise şu aşamada imkansız. Kota takibi yapılması için ruhsatlı kuyulara bağlanan sayaçlar dahi henüz aktif edilmiş değil.

Konya havzası genelinde bütün mevsim boyunca sürekli sulama yapılıyor. Özellikle sulu tarımın yoğunlaştığı 1960’lardan sonra her yıl açılan kuyu sayısında artış bulunuyor. Bu da yer altı su seviyesini ciddi oranda düşürüyor.

Mısır Yerine “Buğday Teşviki” Verilmesi İsteniyor

Karapınar bölgesi yıllık 165 mm ile Türkiye’nin en az yağış alan bölgeleri arasında yer alıyor. Ekinlerin su ihtiyacı ise bu orandan çok çok fazla. Örneğin yonca 1.200 mm, ayçiçeği 500 mm, mısırın yıllık su ihtiyacı ise 650 mm’dir. 350 mm ile daha az su ihtiyacı olanlardan buğday yerine en çok ekim yapılan ürün ise mısır. Bölgedeki çiftçiler ise günümüzde 100 bin dekar ekim alanına ulaşan mısır yerine, devletin yurt dışından her yıl milyonlarca ton satın aldığı buğday desteği verilmesini bekliyor.

Vahşi Sulama

Vahşi sulama toprağa ve ürüne zarar veriyor! Vahşi sulama yöntemi gibi yanlış sulama uygulamaları ve kuraklık sebebi ile yer altı suları her yıl 2 metreye yakın çekiliyor. Bölgede tarımla uğraşan çiftçiler ise arazilerinde aniden oluşan çöküntüler karşısında ise çaresiz.

Çiftçilerin, daha az su ihtiyacı olan buğday gibi ürünler yerine çok daha fazla suya ihtiyaç duyan mısır ekimine yönelmesi de obruk oluşumunu etkileyen faktörlerden yalnızca biri.

Plansız tarım neticesinde araziler ne zaman nerede patlayacağını bilmediğiniz bir mayın tarlası gibi. Her an her yer çökebiliyor. Özellikle vahşi sulama diye tabir edilen yöntemlerle sulama yapan çiftçilerin bir kısmının ruhsatsız olarak açtırdıkları kaçak kuyuların 200 metreleri bulan derinliklere indiği biliniyor.

Karapınar ilçesinde yeralan Meke Gölü’nün kurumasının sebebi olarak da yanlış sulama yöntemleri gösteriliyor. “Meke Gölü’nde Su Kalmadı” haberimiz için tıkla.